Geri dön

KAVAK İLE KABAK

 

Müthiş bir gökyüzü. Şırıl şırıl akan bir dere. Kuş sesleri. Tarla fareleri, papatyalar… Çok güzel bir köy bu hikâyeye evsahipliği yapan yer. Ve bu köyün bitimindeki en son evin bahçesinde geçiyor olanlar. Kavak ile Kabak neler anlatacak bir bakalım;

Yaklaşık 10 yıl önce dikilmişti bu bahçeye. O zamanlar evin haşarı çocuğu Musa, çok zorlamıştı onu ama inatla büyüdü bizim Kavak…

Kavağın yanında, zamanla bir kabak filizi boy gösterdi. Bahar ilerledikçe, bahçenin yeni misafiri olan kabak,  kavak ağacına sarılarak yükselmeye başladı. Yağmurların ve güneşin etkisi ile müthiş bir hızla büyüyüp, neredeyse kavakla aynı boya geldi.

Misafir, bir gün dayanamayıp sordu kavağa:

Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?

On yılda…”demiş kavak.

On yılda mı?..” diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.

Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak…

Doğru!..”demiş ağaç. “Doğru!..”

Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak, önce üşümeye başlamış sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.

Endişeyle kavağa sormuş:

Neler oluyor bana ağaç?

Ölüyorsun…”demiş, kavak.

Niçin?” diyerek devam ettirmiş sorusunu ağaç.

Benim 10 yılda geldiğim yere, 2 ayda gelmeye çalıştığın için…

PAYLAŞ : Email Facebook Google Twitter